1) Sosyal medya ile markaların zor bir döneme girdikleri bu yüzden de reklam yerine markaların kişilere deneyim yaşatmaları gerektiği( Katılıyorum çünkü bunu gerçekleştiren markalar tüketiciyle arasında daha derin bir bağ oluşturabilirler. Markanın hikayesini tüketiciye yaşatması, o markanın rakiplerinden ayrışmasını da sağlayabilir.)
2) Reklam mesajının kime, hangi zamanda ve koşullarda verileceğinin doğru belirlenmesi gerektiği (Mesajın verileceği yer ve zaman kişilerin algı eşiğini etkiler. Doğru zamanda ve yerde verilen mesajlar tüketici üzerinde daha etkili olurlar)
3) Verilen mesaj markaya hizmet etmelidir.( Markanın ve verdiği hizmetin örtüşmesi tüketicinin markaya güven duymasında ya da duyduğu güvenin sürdürülebilir olmasında önemli bir faktördür)
Televizyon ve internete olan güvenin 45 yaş ve üstünde daha çok 30 yaş ve altında daha az olduğu söylendi. Buna çok fazla katılmıyorum. Televizyon ya da internet aracılığıyla verilen mesajların kişiler tarafından olduğu gibi kabul edilip belli bir süzgeçten geçirilmemesinin yaştan çok eğitimle ilgili olduğunu düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.