30 Aralık 2011 Cuma
Önemli: Final Sunumları Hakkında
4 Ocak 2012 Çarşamba günü final sunumlarınız saat 10:30'da başlayacaktır. Tüm takımlar (Simit Sarayı + Proximity + CNN Türk) aynı gün ve aynı mekanda sunumlarını, aşağıda paylaştığımız sıraya göre yapacaklardır.
Sunumlarınızı yapmak için lütfen saat 10:15'de Simit Sarayı Salacak tesislerinde olunuz.
Salacak tesisi, Üsküdar'da, Kız Kulesinin tam karşısında, Kız Kulesi otobüs durağı arkasında bulunuyor.
Lütfen sunumlarınızı Windows PC'lerde açılacak formatta kaydedip yanınızda getirmeyi ihmal etmeyin.
Aynı zamanda İpek Hoca'mıza, sunumunuzu bir CD'de teslim edeceksiniz. 4 Ocak günü CD'nizi de yanınızda getirmeyi unutmayın.
Hepinize başarılar ve iyi seneler diliyoruz arkadaşlar, 4 Ocak günü hepinize kolaylıklar,
Vehbi
28 Aralık 2011 Çarşamba
4 Ocak 2012 Final Sunumları Sırası
Merhaba arkadaşlar,
4 Ocak Günü Simit Sarayı, Proximity ve CNN TÜRK sunumları aşağıdaki sırayla, aynı mekanda, yani Simit Sarayı Salacak tesislerinde yapılacaktır. Sunum başlangıç saati için lütfen blogu ve online'ı takip etmeye devam edin.
Hepinize kolaylıklar,
1.Grup: Simit Sarayı
Alara Sıracı
Yelda Benezra
Cana Ece Şensoy
2.Grup: Simit Sarayı
Tunca Tuna
Gökçe Boyacıoğlu
3.Grup:
Duygu Akyol
Yasin Can
Ecehan Oğuzoğlu
Örge Tümer
4.Grup:
Buket Gonca Gül
Ezgi Öner
5.Grup:
Feride Kalkavan
Buse Uygur
Cem Söbe
Sevcan Sürün
Ozan Erdoğan
6.Grup:
Zeynep Kep
Burçak Berrak
Alkım Karaca
Seda Gül
Tolga Yusuf Sağdıç
7.Grup:
Ayşe Hümeyra Şanver
Çiğdem Yeşil
Fadime Serin
Mahmut Ender
8.Grup:
Berkay Büyükşener
Nisanur Eski
Pelin Çoban
Murat Tuna Yılmaz
Genco Kaan Güler
9.Grup:
Tiber Yılmaz
Can Altay
Merve Bozdağ
Doruk Keskin
İdil Çetinel
10.Grup:
Tayfun Özel
Yiğit Ertek
Doruk Karadağ
Benan Özek
Bertan Bankoğlu
11.Grup:
Kutay Kiper
Dilara Aydoğdu
Serim Keskinbora
Burcu Uğur
Meltem Kılınç
12.Grup:
Ali Özbay
Aykut Canik
Saner Evcil
13.Grup:
Merve Özceylan
Ayça Özmen
Zehra Topbaş
Deniz Erdoğan
Deniz Tunç
14.Grup:
Gülsen Zeynep Yiğit
Rıfat Can Oner
Mahir Mert Turan
Selen Yağcı
Selen İpeker
15.Grup:
Gülfem Akçakaya
Songül Karataş
Kübra Yazıcı
Enes Yuşa Gökhan
CNN Türk, Proximity & Simit Sarayı
1.Grup: CNN TÜRK
Gökhan Karip
Danny Tomayan
Biyanka Takıcı
Can Ateşler
Aren Antil
2.Grup: CNN TÜRK
Cihan Can Şahin
Defne Sabuncu
3.Grup: CNN Türk
Ogün Buğra Bilgin
Yiğit Çırpanlı
Sercan Günel
Zeynep Gür
4.Grup: Proximity
Ozan Aktar
Eda Soydaş
Zeynep İçellioğlu
Nilay Bayazıtoğlu
5.Grup: Proximity
Asya Robins
Alişan Toksoy
Bida Yuşan
Can Denizer
Deniz Yenigün
27 Aralık 2011 Salı
CNN Türk ve Proximity Grupları
CNN Türk ve Proximity grupları da sunumlarını 4 Ocak Günü Simit Sarayı Tesislerinde yapacaklardır. Saat bilgilerini en kısa zamanda paylaşacağız.
Hepinize iyi çalışmalar
26 Aralık 2011 Pazartesi
Aykut Canik - Ali Özbay - Saner Evcil için duyuru! :)
Sunum ve kişisel raporlarınızı teslim ettiğiniz CD'niz maalesef boş.Sanırım çekim sırasında bir hata oldu. Acilen bir kopya daha bırakabilir misiniz E-4 218'e?
Sevgiler
25 Aralık 2011 Pazar
Simit Sarayı Sunumu Hakkında
Simit Sarayı Türk kültürüne ait önemli bir ürünü markalaştırmış ve simit kafe fikrini ortaya atarak yeni bir pazar yaratmış. Ancak mevcut stratejilerinde önemli yanlışlar olduğunu düşünüyorum. Proximity için sunum yapmayı düşünmüştük ilk başta, ancak simit sarayı hakkında öneri getirmek daha ilginç ve önemli olur diye düşündük. Simit sarayı tüketici şikâyetlerini iyi değerlendirmeli ve bir an önce eksiklerini gidermeli. Markayı yerleştirebilecekleri birçok yer var. Ayrıca farklı yerlerdeki simit ihtiyacını da görmeliler. Öncelikle marka iletişimi yapılmalı. Yakın bir zamana kadar sosyal medyada dahi etkin değildi. Bunun dışında çocukların beslenme çantasına girmeyi hedeflemeli, bu amaçla yeni stratejiler geliştirmeli. Ofislerdeki çay-simit saatine yönelik ihtiyacı belirlemeli ve bu konuda iletişim faaliyeti göstermeli. Sağlıklı ürün arayışındaki kitlesine ve yabancı tüketicilerine de yönelik çözümler getirmeli. Kısacası, hizmet alanının daha geniş olduğunu görmeli ve daha çeşitli kitlelere ulaşabilmek için servis-dağıtım konusundaki potansiyellerini değerlendirmeli. Salacak ve Mecidiyeköy şubesine gidip gözlem yaptım. Simit sarayının pazarda ilk olmasının yanı sıra başka avantajları da var. Örneğin çok önemli, kalabalık noktalara şube açabilmiş ve şubelerinin tasarımı orada geçirdiğiniz zamanı hoş kılıyor. Hijyen ve personel konusunda yapılacak ufak düzenlemelerle de şubelerini kusursuz hale gelebilir.
Pelin Çoban
10733040
Final sunumlarınızla ilgili
24 Aralık 2011 Cumartesi
SİMİT SARAYI-BERKAY BÜYÜKŞENER
Piyasadaki boşluğun farkına varıp simiti sokaktan alıp dükkana taşıma fikriyle kurulmuş,ilk şubesini Mecidiyeköy'de açtıktan sonra şuan bir zincir haline gelmiş işletme diyebiliriz.İlk açıldığında sadece simit-çay-peynir satarken 2011 yılına baktığımızda yiyecek içecek çeşitliliğinin son derece arttığını görüyoruz.İletişim politikalarına baktığımızda yoğun insan popülasyonunun olduğu yerlerde şube açarak , büyük tabelalar yerleştirerek dikkat çekmeyi strateji olarak belirlemişler.Genelde insanların atıştırmalık ya da buluşma noktası olarak gördüğü bir yer.Fiyatlarıda marka haline gelmesinden sonra yukarı doğru çıkmış durumda ama hala ''ucuz'' algısı mevcut. Büyüme ve marka stratejisinin son derece başarılı olduğunu söyleyebilirim. Sokağa çıktığımızdada birçok farklı isimde taklidinin bulunması da bunu gösteriyor. Aslında bu durum öğrendiğimiz birçok reklam veya halkla ilişkiler stratejisinin tezini çürütüyor.Çünkü ciddi anlamda bir iletişim çalışmaları olmamış.Yinede kalıcı olmak ve gerçekten kurumsallığı sağlamak adına iletişim'e daha fazla önem vermeleri gerekiyor.
SİMİT SARAYI KİŞİSEL YORUM 2
SİMİT SARAYI SUNUMU
Nisanur Eski
Pelin Çoban
Berkay Büyükşener
Genco Kaan Güler
Murat Tuna Yılmaz
Simit Sarayı
1-Mevcut strateji
İnsan yoğunluğunun olduğu merkezi lokasyonlarda şube açmak
Büyük tabelalar yaparak dikkat çekmek
Franchise sistemiyle daha fazla şube açarak pazarın tek hâkimi olmak
2-Rakipler
Simit Dünyası, Simit Krallığı, Simit Salonu...
Pastaneler
Simitçiler
Fast food restorantlar
Çay bahçeleri
Kıraathaneler
3-SWOT Analizi
Strenghts: Simit cafe kategorisini ortaya ilk atan marka, iyi location seçimi, çeşitlilik
Weaknesses: İletişim ağlarına hâkimiyet yetersiz, dağıtım ihtiyacına yönelik hizmet yok, reklam-halkla ilişkiler faaliyetleri eksik, kalitenin korunamaması, çalışanlarda eğitim eksikliği
Opportunities: Tüketicinin pratik ve sağlıklı ürün arayışı, Türk damak tadına uygun bir ürün olması müşteri potansiyelini arttırıyor, yabancıların ilgisinden doğan yabancı markete girme gereği, hijyen konusunda dışarda satılan ürünlerden farklılaşması
Threats: Diğer restoranlar, zincirdeki isim benzerliği, fast food yiyeceklere daha fazla ilginin olması, çok şubesi olduğu için kontrolün ve standart oluşturmanın zorluğu
4- Tüketicinin Gözünden
a-Günlük hayattaki yeri
Buluşma noktası
Atıştırma ihtiyacı
Kahvaltı
Zaman geçirme (tehdit olabilir)
b-Marka algısı
Hızlı ve pratik tercih
Uygun fiyat
5-Değerlendirilmemiş Potansiyeller
Tüketicinin sağlıklı ürün arayışı
Türk damak tadına uygun
Yabancı ülkelere adapte ürün
Çocukların beslenme çantası
Eve servis (günlerin yeni modası, işyerleri)
Catering
İletişim çalışmaları
23 Aralık 2011 Cuma
SİMİT SARAYI KİŞİSEL NOT
Doruk Keskin
10832067
Bu proje ile simit sarayını fazlasıyla inceleme şansımız oldu. Genç kitle tarafından (en azından benim çevremde) pek tercih edilmeyen simit sarayının, kendi segmentinde ne kadar başarılı olduğunu anladım. Yarattığı fırın cafe algısı ve dar gelirde ki tüketiciye cafe ortamı yaratması bence en büyük artılarından. Bunun yanında kötü servis elemanları ve kullandıkları plastik çatal,bıçak vs hemen hemen her müşteriden duyduğumuz sorunların başında geliyor. Özellikle çalışanlarının tutum ve davranışlarına dikkat etmeleri gerek. Yeni başlattıkları işe alma mulakatlarında da buna gereken önemi verdiklerini biliyorum. Bu da zaten oturtmuş oldukları sistemde eksiklerini gidermek açısından iyi bir adım attıklarını gösteriyor. Yarattıkları bu konsept ve fikri geliştirip daha büyük firmalara (starbucks, mc donalds gibi) rakip olabilicek potansiyelleri var. Ama asıl soru bunu istiyorlar mı?
Deniz Erdoğan
10832130
Simit Sarayı Hakkında Kişisel Notlar:
Haluk Okutur yerel marketlerin ekonomik krizde nasıl savaşacaklarının araştırmasını senelerce yaptıktan sonra ortaya çıkan 8000 sayfalık bilgi birikiminin aktarılmasıyla kendi fırsatını kendine yaratması sonucu bulunan yeni simitçi fikri.
Herkes kepenklerini kapatırken basit, ucuz ( simit+çay=1.75) fikirle hem büyümüş(Boğaziçi üni karşısındaki yerden) hem de tüketicisinin ( alt-orta sınıf gelir durumu) el yakmadan, alışık olduğu ( geleneksel) tatla, rahat edebileceği, sosyalleşmesini sağlayan, gidecek alternatif bir yer sunan, mağazalarına mağaza, bilinirliğine bilinirlik katan simitçimiz.
2011 Simit Sarayı:
Mağaza sayısı: 200 – (McDonalds+1)
Hedefi: Dünyayı Simitle Tanıştırmak
Kendi Fabrikasında 100+ kaliteli ve çeşitli ürünler
Rakipleri ( Fırın kafe kategorisinde):
Aslı Börek, Beyaz Fırın, Kara Fırın, Komşu Fırın.
Marka bilinirliği açısından rakipleri: McDonalds, Burger King, Pizza Hat ve Mado.
Simit Sarayı markasının bilinirliği:+ %85
Simit Sarayı’na Tavsiyem:
( “Gidiyorum ama Neden?”) Tüketicinin günlük hayatına girmiş ,fakat tüketicilerinin aklında yer etmemiş durumda.
1) 1) Simit Sarayı’na yolunun üstünde, denk geldiği için, lokasyonları çok merkezi ve avantajlı olduğu için tercih ediyor.
2) 2)*Kahvaltı etmek için ya da *atıştırmalık, o anda* karnını doyurabilmek için tercih ediyor.
Markanın tüketiciden beklentisi;
* Dk. Oturabileceği, arkadaşıyla, yalnız, ailesiyle vs. birlikte rahat edebileceği, samimi, geleneksel, uygun, *nezih bir kafe olduğunu bilmesini sağlamak.
* Sadece kahvaltı ya atıştırmalık değil,* 7/24, *çeşitli ürünleriyle tercih edebileceğini sağlamak.
Bu beklentilerindeki en büyük eksiği: Tüketicisine seslenmemiş olması, ( İletişim eksiği)
Potansiyel müşterisi: Lise öğrencileri+ Üniversite Öğrencileri.
Önemli.1. Hedef kitleyi ayırmak markanın istediği bir durum olmamakla birlikte,çalışan,öğrenci,yaşlı,genç,.. (“ Simit Sarayı herkesin simitçisi”) benim görmüş olduğum en büyük avantajlarının üstüne oynarsa daha güçlü ve kalıcı bir bağ kuracağını düşünüyorum.
A) Lise Öğrencileri;
*Genellikle tercih ettikleri beslenme şekli; Fast-food.
Simit Sarayı’nı da tercih ediyorlar. Bu tercihlerini daha anlamlı hale getirmek,
simit sarayı’nın onlara bir şeyler ifade ediyor olmasını sağlamak.
( “Senin simidin, tadın,lezzetin gb”.)
(*Ailelerinden aldıkları günlük bir harçlıkları var).
( McDonalds, Burger King, Pizza Hut).
- Türkiye’de obezite oranı günden güne artıyor ve gençlerin beslenme+ yaşam tarzı ile eş değer oranda.
Simit Sarayı’nın bu konuda avantajları: Sağlıklı, fiyatı uygun, daha konforlu ve hızlı.
Ne demek? Çoğunluğu Simit Sarayı’nı biliyor ancak; alışveriş merkezinde yemek yiyeceklerse, okul çıkışlarında ya da öğlen aralarında okullarına yakın bir yerler vs. yemek yiyeceklerse fast- food yerine Simit- Sarayı’na girmelerini sağlamak.
Kullanılması gereken mecra: TV.
Örnek dizi: Pis yedili. Arkadaşlarla hep birlikte toplanırlar ve simit sarayına gitmeyi tercih ederler, afiyetle yerler, muhabbet edip, çok eğlenceli vakit geçirirler.
B) Üniversite öğrencileri;
· İlk Boğaziçi Üniversite öğrencilerine geleneksel simit tadını Simit Sarayı farkıyla sunduğu için bu bağı en güçlü şekilde kuvvetlendirebileceği, seslenebileceği tüketicilerdir.
· Şehir dışında okumaya gelen,* evinden uzak, final döneminde kafasını kitaptan kaldıramayan, aylık ailesinden aldığı ya da yarı zamanlı çalışarak aldığı *parasıyla idare eden, arkadaşlarıyla* güzel vakit geçirmek isteyen, ortalama 18-25 arasındaki bireyler.
· ( “Buluşma noktası, vazgeçilmeyen tat, adres”) – Simit Sarayı
*Simit Sarayı Kampüslerde. ( Eskişehir Üni. Olduğu gibi).
*Kullanılması gereken mecralar: İnternet. ( Facebook, blog, twitter, viral videolar).
Ayşe Hümeyra Şanver
10832096
ADV461.01
İpek Özel
Kişisel Rapor – Kişisel Araştırma Notu
Grup olarak hangi konuyu seçmemiz gerekir diye düşünürken ben Simit Sarayından yana olduğumu belirttim. Bunu seçmek istememde ki amaç bizim kültürümüze, bizim yaşamımıza daha yakın daha içinden olduğu için insanlarla rahat iletişim kurarak faydalı bir çalışma yapacağımızı düşündüğümdendi.
Birinci aşama için önce Simit sarayını tam olarak tanımamız gerektiğini düşündüm. Sosyal medya ortamında bir araştırma yaptım. İnsanların simit sarayı hakkındaki düşüncelerini öğrenmeye çalıştım. Simit sarayının nerden nereye geldiğini, hangi yolları izlediğini, neler yaptığını ve neler yapmak istediklerini araştırdım. Daha sonra grup arkadaşlarımız ile Simit Saraylarını gezdik bilgi topladık. Taksimde ki şubenin sahibi ile görüşüp bilgi aldık. Birbirimize konu dağılımından çok her konuyu hepimizin araştırması gerektiğini düşündük ve herkes kendi araştırmasını yaptı. Daha sonra ortak fikirler ile sunumumuzu hazırladık. Kendi araştırmam sonucunda bu markanın birçok rakibi olduğunu gördüm, insanların neden sokak simidini değilde Simit Sarayının simidini tercih ettiğini öğrendim. Müşterilerin beklentilerini öğrenip ne gibi çalışmalar yapılabilir diye tartışma ele aldım.
İlk aşamada önemli olarak gördüğüm, rakiplerimizi iyi belirlemek, onlardan ayrıştığımız noktalar, güçlü ve zayıf noktalarımızı doğru bir şekilde belirleyip öyle yol almak, tüketiciyi iyi tanımak ve markadan beklentisini öğrenmek. Aslında önemli olan markayı tanımak ve daha sonra markanın üzerinden hedefe, istenilene ulaşmaktı. İkinci aşama için temel olarak nerede rekabet ettiğimizi ve nasıl rekabet ettiğimizi biraz daha düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum. Rakipler üzerinden biraz ilerlememiz gerekiyor. Yeniliğin sonu olmadığından yenilikçi olma taraftarıyım. Var olanın üzerinden yeni fikirler sunmak gerekiyor. Rakibimizden farklı kategori, farklı strateji grup ve olan hedef kitleyi farklılaştırmamız söz konusu. Her şey değiştiği için kendi değişikliğimizi nasıl fırsata çeviririz nasıl insanları şaşırtırız diye düşünmemiz gerekiyor. Bunu yaparken de markaya yakınlığımız çok önemli. Ne kadar samimi ne kadar doğal olursak o kadar ilgi çekeriz. Doğal ve samimi dururken markanın gizemliliğinide kaybetmemesi lazım.
Tasarımında önemli olduğunu biliyorum. Olaya yeri geldiğinde tasarımcı gibi bakmamız lazım. Müşteriyi memnun edecek şeyler üzerinden gitmeliyiz. Rekabet çemberinin dışına da çıkması gerekiyor. Böylelikle her fikri hayata sokmamız daha rahat olabilir. Final sunumu için fikirlerimi arkadaşlarım ile paylaşıp, ortak bir yol üzerinden gidip sunumumuzu gerçekleştireceğiz.
Proximity Turkey Grup 1
Asya Robins
Alişan Toksoy
Bida Yuşan
Can Denizer
Deniz Yenigün
İnsan ve Ekran İlişkisi
İçerik
*İnsan ve Ekran
Kullanım Sıklığı
*Televizyon
*Bilgisayar
*Telefon
*Tablet
Televizyon
100 kişinin 86'sı televizyona sahip.
Bu 100 kişinin %60'ı televizyonu eğlence amaçlı kullanıyor.
100 kişinin 4'ü televizyonu hiç kullanmıyor,38'i nadiren kullanıyor,28'i sık sık kullanıyor. 30'u herzaman kullanıyor.
Yaptığımız araştırmalara göre insanlar televizyonu soytarı biri olarak görüyor.
Bilgisayarİnsanların %80'i bilgisayara sahip.
Bu %80'lik orandaki insanların 50'si bilgi almak için kullanıyor.
10 kişi hiç kullanmıyor.
18'i nadiren, 28 sık sık, 44'ü herzaman kullanıyor.
Yaptığımız araştırmalara göre insanlar bilgisayarı çalışkan bir iş adamı olarak görüyor.
Telefon
100 kişinin 96'sı telefona sahip.
100 kişinin 65'i telefonu kullanım özelliğinden (pratiklik,taşınabilirlik) dolayı kullanıyor.
100 kişiden 16'sı nadiren kullanıyor. 30'u sık sık kullanıyor., 54'ü her zaman kullanıyor.
Telefonu insanlar geveze bir sevgili olarak görüyorlar.
Tablet
100 kişinin %76'sı hiç kullanmıyor,%10'u nadiren, %8'i sık sık, %6'sı her zaman kullanıyor.
Araştırmalar sonucunda insanlar tableti uzaylıya benzetiyor.
Kişisel Rapor ve Araştırma Notları
Asya Robins
10932076
İlk olarak Proximity Turkey ajansı dersimize gelip kendi sunumlarını yaptılar, bunun üzerine bizden bir sunum yapmamızı istediler. Onların yapmış olduğu sunum, Avrupa’da bir kaç üklede yapılmış bir ekran özellikleri ve insanların alışkanlıkları üzerineydi. Detaylı araştırmalar sonucunda insanların televizyon, telefon, bilgisayar ve tablet ekranlarıyla ilgili ne düşündüklerini, bu ekranları nasıl kullandıklarını ve hayatlarında nasıl bir role sahip olduklarını öğrenmişler. Hatta daha da detaylı olarak bu ekranları tek tek bir kişiye benzetmişler, hepsine bir archetype vermişler. Bizden de aynı şekilde bir araştırma yapmamızı istediler, bu ekranların kullanımı nasıl arttıracağımızı, insanları bu ekranlara nasıl çekeceğimizi düşünüp bir çözüm üretmemizi istediler. Bizim grup olarak proximity’i seçmemizin nedeni de bu konularla ilgili olmamızdı, Türk toplumunun Avrupa’dan farklı olarak bu ekranlar hakkındaki düşüncelerini öğrenmek istiyorduk.
İlk aşamamız Türk toplumunu kategorize etmek oldu. İnsanları eşit bire şekilde kadın erkek olmak üzere yaş aralıklarına bölmek istedik. Dar kapsamlı bir araştırma olsa bile elde ettiğimiz verilerin tutarlı ve doğru olmasına özen gösterdik. Beş gruba ayırdık yaşları ve toplamda 100 kişiyle anket ve röportaj yaptık. Yaptığımız anket ve röportajları önceden toplanarak detaylı bir şekilde tasarladık. Derin ve kapsamlı bir araştırma olması için hiç bir ayrıntıyı unutmamak için gayret ettik. Yaptığımız röportajların bir kısmını aynı zamanda video’ya çektik ki sunumumuzda gösterebileceğimiz malzeme olsun. Röportajların sonucunda bizi hem şaşırtan hem de çok şaşırtmayan veriler topladık. Televizyon tüketimindeki düşüş bizi en çok şaşırtan şey oldu. Tabletin de neredeyse hiç tüketilmemesi ikinci aşamada nasıl bir strateji geliştirmemiz gerektiğine dair bizi epey düşündürdü. Tableti nasıl insanların hayatına sokacağımızı ve zaten kullananların nası vazgeçmemesini sağlayacağımız üzerine düşündük. Her bir ekran için aynı beyin fırtınasını gerçekleştirdik. Ekranların yavaş yavaş entegre olduğunu gördük, tek bir ekrandan insanların bir çok iş yapıp multi-tasking yaptıklarını ve artık bazı ekranlara hiç ihtiyaç duymadıklarını gördük. Bunlar zaten bildiğimiz şeyler olmasına rağmen Türk insanı için bir strateji oluşturmak bizi zorladı. Bu çalışma bizi çok aydınlatan ve bilmediğimiz bir çok şeyin farkına varmamızı sağlayan bir çalışma oldu.
M. Can Denizer
10932030
Proximity Turkey danışmanları olarak yaptığımız araştırmada gördük ki, insanlar televizyon, telefon, bilgisayar ve tablet ekranlarını farklı sebeplerle kullanıyor. Yaptığımız ankent ve röportajlarla hangi ekranların hangi yaşta ve cinsiyette insanlar tarafından ne kadar kullandıldığına dair veriler topladık. Bu veriler doğrultusunda yaptığımız analizi kesin bir sonuç çıkartmadan, danışmanı olduğumuz Proximity Turkey’e sunduk.
Sunumda da anlattığımız üzere, 100 kişi üzerinden yaptığımız araştırma bize insanların televizyonu bir soytarı, bilgisayarı eğlenceli bir iş adamı, telefonu çok konuşan bir sevgili, tableti de bir uzaylı olarak gördüklerini gösterdi. Bu veriler doğrultusunda yarattığımız arketipleri gösterdik. Bir sonraki sunumda anlatacağımız çözümlere ön ayak olması amacıyla da başka firmalar tarafından daha önce yapılmış bazı interaktif uygulamalar sunduk.
Başarılı bir sunumun ardından aldığımız olumlu feedback ve ipuçları üzerine yaptığımız toplantıda, elde ettiğimiz verileri değerlendirerek her bir ekranın esas kullanıcısının profilini çıkarttık. Bulduğumuz bu dört temel profili, her bir ekran için yapacağımız bağımsız kampanyanın hedef kitleleri olarak belirledik. Her ekranın temel kullanıcısı dışındaki üç profili, o ekranın hedef kitlesi olarak aldık. Her ekran için o ekranı kullanmayan üç profilin, o ekranı neden kullanmadığını inceledik ve o ekranın kullanımını arttırmak için fikir üretmeye başladık.
Ekranların kullanımını arttırmak için bulduğumuz fikirleri, sebepleri ve bulduğumuz içgörülerle birlikte bir sonraki sunumda sunmak üzere derledik. Bu verimli çalışma sürecinde içgörünün nasıl bulunması gerektiğini ve buna ilişkin çözümleri öğrendim. Böyle bir araştırmada izlenmesi gereken yol haritasının genelini ve tüm yönlerini gördüm. Oldukça başarılı bir proje çalışması oldu.
Alişan Toksoy
10832104
Proximity Turkey’e yaptığımız danışmanlık, bizim insan ve ekran ilişkisini araştırmamızı gerektirdi. Bu amaçla başladığımız ekran araştırmasında yüz kişiye anket ve röportaj yaptık. Bu sayede insanların hayatının önemli bölümünde yer kaplayan en önemli 4 ekranın (Televizyon, Bilgisayar, Telefon, Tablet) kimler tarafından ve ne sebeblerle kullandığını öğrendik, analiz ettik. Araştırmalarımız sonucunda insanların bu ekranları neye benzettiklerini ve hangi arketipe uygun gördüklerini bulduk. Bunu yaparken anket ve röportaj yapacağımız insanları yaş ve cinsiyet aralıklarına böldük. Yaptığımız araştırmalarda beklentilerimizin dışında sonuclara ulaştığımızda oldu. Örneğin bilgisayara baktığımızda 100 kişinin 80’i bilgisayar kullanıyor bu kullanıcıların %50 bilgisayarı bilgi almak için %30’u eğlenmek için kullanıyor fakat sohbetimizin ilerleyen kısımlarında aslında insanlar bilgisayar’ı çoğunlukla eğlenmek için kullanıyorlar içerisindeki ‘bilgi’ kelimesi yüzünden bilgi almak için kullandıklarını söylüyorlar.Hatta bilgisayarı çalıkan bir iş adamına benzetiyorlar ama bir yandanda eğlendikleri bir arkadaş gibi görüyolar.Bu çelişki yaptığımız araştırmada benim en dikkatimi çeken noktaydı.Yani anketin verileri içgörü bulmak amacıyla yaptığımız röportajlarla uyuşmuyor. Bu süreçte benim öğrendiğim en önemli şeylerden biri de bu oldu. Anladım ki röportaj vasıtası ile daha derinlemesine bir sohbet gerçekleştirdiğimizde daha verimli bir iç görüye kolaylıkla ulaşabiliyoruz.
Ekranları daha etkin kullanabilmek için yaptığımız araştırma hangi sonuçlara varacağını şimdiden göstermiş durumda. Sunumdan sonra yaptığımız toplantıda da farkettik ki her bir ekranın temel bir kullanıcı profili var. Her bir profilin dışında kalanlar diğer ekranlar söz konusu olduğunda bizim hedef kitlemiz oluyor. Bu profillerin içgörülerini bulurken ekranların temel kullanıcılarının hayatlarından bu ekranları çıkarttığımızda ne hissettiklerini sorduğumuzda aldığımız cevapları kullandık. Bir sonraki sunum için bulduğumuz çözümleri ve bu çözümleri nasıl bulduğumuzu gözden geçirip derledik.
Bida Yuşan
10832124
Proximity Turkey’in Avrupa’da yapılmış olan ekran araştırması doğrultusunda, televizyon, bilgisayar, telefon ve tablet ekranlarıyla ilgili öncelikle anket ve röportaj soruları hazırladık. Bunları 5 yaş aralığında eşit sayıda kadın ve erkekten oluşan 100 kişiyle yaptık. Bu insanlara sokakta, okulda ve farklı farklı yerlerde ulaştık. Topladığımız tüm veriler sayesinde insanların ekranlara bakış açışı, kullanım sıklıkları, neden kullandıkları ve onları hangi arketiplere benzettiklerini bulduk. Bunları yaparken cinsiyetlerini, yaş aralıklarını dikkate aldık. Aslında bulduğumuz bazı sonuçlar bizi de biraz şaşırttı. Örneğin, televizyona sahip olma oranı beklediğimizden az çıktı, insanlar televizyonun onlara sağladığı hizmeti bilgisayardan alabildiklerini söylediler ve bu yüzden yeni evlenenler, özellikle de öğrenciler evlerine televizyon almadıklarını sölediler. Bu örnek gibi tahmin ettiğimizden bizi daha farklı noktaya götüren veriler, sunumda bize çok yardımcı oldu. Bunlar doğrultusunda, çıkan sonuçları en iyi gösterebileceğimizi düşündüğümüz Türk yapımı olan Yahşi Batı adlı filmi seçtik ve ordaki bazı karakterleri ekranlarla özleştirdik. Son olarakta her bir ekran için yerelde yapılmış başarılı kampanyaları gösterdik.
Sunumun ilk aşamasında anket ve röportajın çok önemli olduğunu ve araştırmamızı şekillendiren şeyin aslında insanlardan aldığımız veriler olduğunu öğrendim. Bu yüzden bizim işimiz kendimizden bir şeyler katmak değil, çıkan sonuçları yorumlamaktı ve böylece sonuçlara yönelik örnekler göstermekti. Bu araştırmanın doğru insightları saptamamız açısından önemi çok büyüktü. Bu yüzden, insanların gerçek düşüncelerini öğrenebilmek için onlara çok genel ve sıradan sorular sormak yerine, detaylı görüşmeler yaparak tüm ekranların onlar için gerçekten ne ifade ettiğini bulmamız gerektiğini farkettim. Ayrıca tüm verileri topladıktan sonra ise, bunları nasıl kullanacağımız araştırmamız için çok önemliydi. Hangi veriler bize ekranların kullanımlarını etkinleştirmek adına ipucu olacaktı ve hangileri bizi iyi bir stratejiye götürecekti? Bu iki sürecin önemini anlamam için bu proje çok faydalı oldu ve bundan sonraki adımlarımızda bize sağlayacağı önemi farketmiş oldum.
Deniz Yenigün
10732080
İlk olarak, grubumla proximity için sunum yapmaya karar vermemizin sebebi, gelişen teknoloji ile mecraların ve insanların iletişim farkındalığı ve algılarının değişimi arasındaki bağı merak etmemizdir. Bireysel olarakta, bu değişim için çözümler ve bu çözümleri oluşturacak iç görüleri bulmak bana heyecan verici geldiği için seçtim proximity’i. Günümüzde, aynı ekransal değişimleri kendim de yaşıyorum ve buna uygun çözümler üretmek için en başta kendi alışkanlıklarımı düşündüm. Grup olarak, bu sorgulamayı herkes kendi için yaptıktan sonra bir araştırma yapmaya karar verdik. Bunun içinde anket ve röportaj ile bilgi toplayabileceğimizi düşündük. Bu artaştırmada benim en çok ilgimi çeken şey, televizyon ile ilgili bir bilgiydi. Bu bilgi anket ve röportaj yaptığımız insanların televizyona sahip olma oranının %100 olmasını beklerken öyle olmadığını görmemdi. Buna ek olarak, sadece bilgisayar sahibi olan insanların bazılarının televizyonun olmamasıydı . Yani televizyon kullanımı, bilgisayar kullanımı arttıkça doğru oranla azalmakta. Röportaj yaptığımız insanlara telefon bilgisayar televizyon ve tableti bir kişiye ya da bir karaktere benzetmelerini istediğimizde, bize daha önceden sunulan proximity sunumundaki archetype’lar ile çok benzerlikler taşıyan archetype’lar söylemeleri de benim için şaşırtıcı bir unsurdu. Türkiye teknolojik araçlara, Avrupa’dan ve Amerika’dan daha geç ulaşsa da adabtasyon sürecini hızlı yaşıyor ve Amerika ve Avrupa ile aynı duygusal bağları oluşturuyor.
Anket ve röportajdan aldığımız bilgiler ile iç görüleri oluşturmuş olduk. İnsanlar televizyonu bir soytarı gibi görüyor ve eğlenmek için evlerine çağırıyor aynı zamanda bilgisayarı ile bilgi topluyor , sosyal medya da eğleniyor ve telefonuylada iletişim kuruyor. Bu eylemlerin hepsini aynı zaman dilimi içinde yapıyorlar. Tablet kullanan insanlar için ise bu durum daha farklı gelişiyor çünkü tablet sahipleri tabletlerini ev değil, dış hayat içerisinde kullanıyorlar çoğunlukla ve bu yüzden farkındalıkları ve algıları birebir gerçek hayat içerisindeki eşiklere açık. Bu yüzden benim algıladığım bu araştırma sayesinde bilgisayar, televizyon ve telefon daha çok iç mekan reklamlarından etkilenirken tablet ve smart telefonlar dış mekan reklamlarından etkileniyor. Aynı zamanda “word of mouth” reklam kavramı daha çok smart telefonlar ve tabletler için bir harita görevi görüyor ve taşınabilirlik özelliği ve pratik araçlar olması insanlara duyduğu şeyleri sorgulamaya yönlendiriyor ve insanlar reklamlardan iletişim kampanyalarından haberdar oluyor. Ben yaptığımız anketteki kullanım sıkılığı bilgilerinden kullanım amaçlarından ve archetype’lerden bu iç görülere ulaştım ve aynı zamanda bazı çözümlerede ulaşmış oldum.
Projenin görev dağılımı
Anket ve röportaj içeriği oluşturulması: İçeriği bütün grup üyeleri hazırladı.
Anket ve röportajın yapılması: Her grup üyesi eşit sayıda her yaş grubundan ve cinsiyetten insana anket ve röportaj yaptı. Toplam kişi sayısı 100’dür.
Sunumun metinin hazırlanması: Deniz Yenigün, Asya Robins, Bida Yuşan
Sunumun görsellerinin hazırlanması: Alişan Toksay, M. Can Denizer
Sunumun anlatım paylaşımı
Giriş ve sunum içeriğinin anlatımı : Deniz Yenigün
Televizyon hakkındaki rakamsal anket verileri ve iç görü anlatımı: Bida Yuşan
Bilgisayar hakkındaki rakamsal anket verileri ve iç görü anlatımı: Alişan Toksoy
Telefon hakkındaki rakamsal anket verileri ve iç görü anlatımı: Asya Robins
Tablet hakkındaki rakamsal anket verileri ve iç görü anlatımı: M. Can Denizer
Yerel uygulama örnekleri bilgisi anlatımı: Deniz Yenigün
Blog İletişimi: Alişan Toksoy
Sunumlar Hakkındaki İzlenimlerim
10932030
Sunumlar Hakkındaki İzlenimlerim
Proximity Turkey
Daha önce duymamış olduğum bir firma olmasına karşın oldukça başarılı bir firma
Proximity Turkey. Yaptıkları sunum oldukça eğlenceliydi. İnsanların
hayatlarında önemli rol oynayan dört ekran olan televizyon, bilgisayar, telefon
ve tabletten bahsettiler ve Avrupa’da yapılan bir araştırma üzerinden bu
ekranları kullanan insanların kullanım alışkanlıklarını anlattılar. Her ekranı
bir arketipe altında incelemeleri bu
arketiplere Star Wars üzerinden örnek vermeleri çok eğlenceliydi. Anlattıkları araştırma gibi bir araştırma
beklediklerini belirttiler ve sunumu bitirdiler. Girdiğim üç sunum arasından
beni en çok etkileyen Proximity Turkey’nin sunumu oldu. Çok doğru bir
stratejiyle ilerliyorlar ve sunum teknikleri çok başarılı. Ayrıca teknolojiyle
yakından ilgili olduğu için de ayrıca ilgimi çekti. Böylece takım
arkadaşlarımla ödev konusu olarak Proximity Turkey’i seçmeye karar verdik.
Simit Sarayı
Düşük bir beklentiyle girdiğim Simit Sarayı sunumu, beklentilerimi haklı çıkarttı.
Pek ne yaptığını bilmeden, yanlış bir stratejiyle ilerlediğini düşündüğüm Simit
Sarayı’nın sunumu da oldukça sıkıcıydı. Öğrendiğim tek şey nasıl bir sunum
yapılmaması gerektiği oldu. Yine de ödev için seçilebilir bir konuydu. Hemen
hemen herkes Simit Sarayı hakkında bir fikir sahibi olduğu için üzerinde
araştırma yapmak çok daha kolay olabilirdi. Genel olarak vasat bir marka olduğu
için de geliştirmesi kolay oludu. Fakat grup arkadaşlarım Proximity Turkey’i
daha çok beğenmişlerdi. Dolayısı ile onu seçtik.
CNN Türk
Dünya’yı kurtarmak konulu CNN Türk sunumu çok zevkliydi. Etkileyici ve eğlenceli bir
sunum oldu. Dünya’yı kurtarmak herkesin isteyeceği bir şey, fakat bireylerin bu
işi tek başlarına başarması imkansız. Ancak beraber çalışıldığında başarılabilir
olaylardan söz konusu. Her ne kadar etkilenmiş olsak da anlatılanlar gözümüzde
büyüyünce takım arkadaşlarımla beraber ödev konusu olarak bunu almamaya karar
verdik.
proximity Sunum Raporu
Mehmet Ozan AKTAR
10832013
Proximity grubu olarak yaptığımız arastirmalar ve 100 tane anketten insanların ekranlara bakıs açılarını ve içgörüleri cıkardık. Onlara sorular sorduk çoğunlukla aynı birbiriyle tutarlı cevaplar aldık İnsanların ekranları vakit geçirmek ve eğlenmek için kullandıklarını gördük.Türk insanının hayatlarında tüm ekranların yerini öğrenmis olduk. Yaptığımız araştırmalardan asağıdakı bulguları çıkardık.
Oncelıkle tablete baktıgimızda;
Tablet hayatımıza yeni giren ve arka sıralarda olmasına rağmen cok hızlı yükselen bir trend. Ülkemizde cok kullanılmamasına rağmen insanlar bunları almak icin sıraya giriyorlar. Tablet bir çok insan için olsada olmasada fark etmez hatta gereksiz denilen bir ürün fakat yaptığımız arastırmalara göre tablet kullanıcıları tabletlerine çok bağlılar. Tablet kullanıcıları dergi gazete almaz oldular hatta bilgisayarlarini bile acmaz oldular. Dergi ve gazeteleri almak yerine tablete indirebiliyorlar ve bu sekilde rahatlıkla okuyabiliyorlar. Kullanıcılar tablet icin olan reklamları cok ilgi çekici buluyorlar. Cünkü yepyeni bir teknolojiyle karşı karşıyalar. Tabiki cok yaygın degil tablet. Tablet kullanmayan çok fazla insan var ama arastırmama göre tablet alan insanlar oldukça memnun kalıyorlar. Bana göre tablet kullanımı gün geçtikçe artacak ve bir gün herkezin elinde tablet görecegiz. Bu özelliklerinden dolayı sıradan biri olarak önerdiğimiz rol model Muhteşem Yüzyıl dizisindeki İbrahim Paşa karakteridir.
Telefon insanlar için olamazsa olmaz olan bir sey olduğunu arastirmalarimiz sonucunda tesbit ettik. Ve bunun için rol model olarak Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Hürrem Sultan’ı düşündük. İnsanlar için en önemli şeylerden biri olan telefon insaların vazgeçilmez ihtiyacı. İnsanlar onsuz yapamıyacaklarını düşünüyorlar
Bigisayar için ise asrın bulusu diyebiliriz insanlar bigisayrarı eglenmek, iş ve arastirma yapmak, istedikleri bilgiye ulaşmak, iletişim kurmak ve daha bir çok şey için kullanıyorlar. Tüm bu özellikler bilgisayarın büyüklüğünü bilgeliğini gösteriyor ve bu yüzden grup olarak bilgisayara rol model olarak Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Padişah Sultan Süleymanı gördük
Televizyona gelince tamamiyle bir eğlence aracı olarak görülebilir . televizyon insanların ulşabicegi ucuz, kolay fakat insanların epeyce zaman harcadığı en klasik ekran. Bizim ona belirlediğimiz arketip “Soytarı”. Rol model olarakta Muhteşem Yüzyıl dizisinden Sümbül Ağa benzetmesini yaptık.
Araştırmamızı yapmak için öncelikle anket hazırladık, anketi doldurmak üzere 100 kişiye aynı anketi dağıttık . Anketin daha verimli olması için 4 kişi olduğumuzdan anketi 4 e bölerek herkez kendi oturduğu bölgedeki insanlara anketi yaptık bu bölgeler yaşam standartlarına gore farklılık gösteren bölgelerdi Florya , Suadiye, Beşiktaş ve Şişli bölgeleridir. Anketi yptığım kişiler arasında ögrenci, calışan ve ev hanımı grubu vardı genellikle öğrencilerle yaptım 6 kisiyle kamera kaydı yapma fırsatım oldu. Anketi yaptığım kişilerin çoğu bahsettiğimiz 4 ekranada sahiplerdi Sadece tablete sahip olmayanların sayısı 7 idi. Bunun da sebebi yaş ortalamasının biraz üstünde olmasıydı.
SİMİT SARAYI KİŞİSEL NOT CAN ALTAY 10832015
10832015
Simit sarayının birçok şubesinin olması rakiplerinin önünde olmasının en büyük etkeni.
İnsanların olumlu görüşleri dışında birçok negatif eleştirilerde aldık.Bunlardan birkaçı plastik tabaklarda servis yapılması , çalışanlarının güler yüzlü olmaması , çayın kalitesiz ve lettezsiz olması gibi birçok faktör simit sarayı için tehdit olarak görmekteyim.
İç dekorasynunda , müziğinde , çayların çesitliliğinde , simitin mağaza içerisindeki sunumunun daha etkili ve güzel olmasıyla kendisi için oluşan birçok tehditin ortadan kalkacağına inanıyorum
10832034
İlk sunumu hazırlarken Simit Sarayı'nın ekonomik olduğuna bu yüzden de gelir düzeyi alt insanlara da cafe ortamı yaşayabilecekleri bir ortam yarattığına karar verdik. Her gün sokakta gördüğümüz simiti alıp lüksleştirmesi ancak fiyatını hala düşük tutması bizce başarısının püf noktası. Her işlek noktada bir mağazaya sahip olması da onu erişilebilir kılıyor.Klasik simit anlayışını bir çıta daha yüksekte tutuyor.
Fırın-cafe konseptinin tuttuğunu gören girişimciler,konsepti taklit etme yoluna gidiyor (Simit Salonu, Simit Evi...) ve buda rekabetin ortaya çıkmasına neden oluyor. Simit Sarayı bunun öncüsü olduğu için tüketicinin gözünde Mc Donald'S ın bile önünü almış durumda ancak insan canı simit çektiğinde özellikle Simit Sarayından almak istiyorum diye lokasyon değiştirmez, en yakın nerede varsa oradan simit alır. Bu da rakiplerinden ayrışsanda seni başka bir şeyler daha yapmaya itiyor ve Simit Sarayı'nın çok şubesinin olması bu sorunu biraz hafifletiyor.
Ürün yelpazesinin geniş olması sadece niş bir pazarda daha çok büyüme olanağını elinden alıyor. Ayrıca çalışanlarının güler yüzlü olmaması, içeride ki müziğin kötülüğü ve çayın kalitesizliği diğer tehdit unsurları.
Şimdiye kadar hiç bir pazarlama iletişimi yapmamış olmasıda gençlere ulaşamamış olmasının sebebi. İç tasarımını daha modern ama otantikalgısını koruyarak yeniden düzenlerse, sosyal mecrada aktif olursa ve ilgi çekici unsurlar kullanırsa bu sorunu da aşacağına inanıyorum.
Proximity Sunum Raporu
Eda Soydaş
11132099
1. Proje ile kişisel görüşler:
Beşiktaş'ta 25 kişiyle yaptığım ankette sadece 3 kişi televizyona sahip olmadığını söylerken görüşme yapılan kişilerin tamamı cep telefonu kullanıyordu. Bunun yanında yine anketin yarısı oranında bilgisayar kullanımı varken tablet kullanıcısı hiç yoktu.
Ev hanımı, çalışan kadın, çalışan erkek ve üniversite öğrencileri ile yaptığım ankette tv ekranı hayatlarında ne derece yer kaplıyor gözlemleme fırsatı buldum çıkardığım sonuçlar aşağıda ki gibidir.
Televizyon izleyicisi Televizyonu buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılayan beyaz eşya kategorisinde görüyor. Tv izleyicileri ile yapılan görüşmelerde insanlar genellikle ne izlediğini söylemekten çekindi. İlk olarak haberler, belgeseller, açık oturumlar denildi.
Bilgi almak, en başta gelen ihtiyaçlar arasında. Bilgi almak için izlenen programlar, haberler, açık oturum, futbol tartışma programları. Eğlenceli vakit geçirme ihtiyaçlarını gidermek için ise diziler, evlilik programları, acun medya, tiyatro sahneleri izleniyor.
Eğitim seviyesi lise olan izleyiciler televizyonun kandırmadığını ve gerçekçi olduğunu ileri sürerken, üniversite mezunu gençler televizyon izliyorum ama inanmıyorum televizyon olmasa da yaşarım çünkü internetim var cevabını verdi. İşsiz olanlar 3 gün evden çıkmadan tv izledikleri zaman pişmanlık duygusuna kapıldıklarını, günde 8 saat tv izlemeyi ise normal olarak gördülerini söylediler.
Yalnız yaşayan insanlar televizyonsuz bir evde yaşamayı hayal etmek bile istemiyorlar. Televizyon izlensede izlenmesede hep açık. Mutfakta yada internette vakit geçirirken bile televizyonun sesini duymak istiyorlar. Reklam izlediklerini söylediler ama aklınızda kalan bir reklam var mı sorusuna uzun bir süre düşünerek cevap verdiler. En akıllarında kalan reklamlar Cem Yılmaz, Şahan, Avea reklamları. Çok fazla tv reklamlarına maruz kaldıkları için sadece tekrarları fazla olan reklamlar akıllarında kalmış. Yalnız yaşayan 50 yaşında bir kadınla yapılan röportaj sırasında çayları getirdiği tepsiyi nerden aldın sorusuna Karaca cevabını vermesi reklamları bilişsel olarak izlediği izlenimini verdi.
Üniversiteli gençler reklam izlemekten tekrarlar yüzünden sıkıldıklarını bu yüzden reklam girdiği zaman zappinge, internete yada telefona yöneldiklerini söylediler. Zapping yaparak reklamdan kaçamadıklarını çünkü reklam olmayan bir kanal bulana kadar bir sürü reklam izlediklerini söylediler. En sevdikleri reklamlar Sneakers, Eti Canga, Avea reklamları. Banka reklamlarının kandırdığını çünkü bankaları yasal bir tefeci olarak gördüklerini söylediler. Gsm operatör reklamlarında küçük ve hızlı geçen alt yazılar olduğu için, deterjan, kadın pedi, diş macunu reklamlarının ise yıllardır aynı şeyleri söylediği için kandırıldıklarını düşünüyorlar.
Dijitürk Plus sahiplerine reklam izliyormusunuz sorusuna eskisinden daha az izliyorum Vod tuşu yada kayıt özelliği en çok kullandığım özellikler cevapları verildi. Her zaman kayıt izlemediklerini daha çok online izlediklerini söylediler. Online izledikleri programların reklamlarında zap yaptığını ama reklamdan kaçamadıkları söylendi. En hatırladıkları reklamlar Turkcell- Şahan, Avea reklamları.
Televizyon evinizde yaşayan bir insan olsaydı sorusuna aşağıdaki cevaplar verildi:
Karizmatik: Siyah ve ince olduğu için
Şizofren: Her gün başka biri olduğu için
Becerikli: Her konuda tatmin edebildiği için.
Arkadaş: Yalnız kalmadığım için.
2. Ekranlar nasıl daha etkin kullanılır.
1-Televizyon reklamları eğlendirici ve tekrarı çok olmalı.
2-Televizyondan sonra en çok tercih edilen 2.mecra internet olduğu için reklamların internet ayağı olmalı. Yani internette yapılan bir kampaya tv aracılığı ile duyurulmalı.
3- İnteraktif reklamlar yapılmalı. Televizyonda gördüğü reklamı ispat eden hedef kitle ödüllendirilmeli. Reklam izlersen kazanırsın düşüncesi reklamların izlenirliğini arttırabilir.
4- Yaptığım görüşmelerde reklamlar ya akılda kalmıyor yada izlenmiyor bu yüzden reklamlar olta olarak kullanılmalıdır. Hedef kitleyi internet havuzunda toplayarak onları yaşam şekillerine göre daha iyi segmente edebiliriz ve mesajları kişiselleştirerek iletebiliriz.
5- Cep telefonlarına gelen mesajlar toplu atılmış mesajlar değil daha kişisel mesajlar olmalı.
6- Tablet gündelik hayatı kolaylaştıran bir robot gibi konumlandırılmalı. Tablet İnsanların hayatında cep telefonu kadar yer etmeli.